2019-05-14

Yurt Dışı Fuarlarına Katılan Firmalar Markalarını Nasıl Koruma Altına Alabilir?

YURT DIŞI FUARLARINA KATILAN FİRMALAR MARKALARINI NASIL KORUMA ALTINA ALABİLİR?

Yurt dışında marka tescili, özellikle yurtdışı fuarlara katılan firmalarımız açısından gerçekten dikkatle üzerinde durulması gereken çok önemli bir husus. Şunu açıkça belirtmek gerek ki, yurt dışı işlemleri gerçekten büyük emek ve özen gerektiren maliyetli işlemler. Bu sebeple de dikkatli olunmasını beraberinde getiriyor.

Ø Yurt dışında marka tescili neler kazandırıyor?

Faydalanılabilecek destek ve teşvikler ile elde edilebilecek maddi boyuttaki avantajların yanı sıra, özellikle tescil sonrası sahip olunacak “prestij” büyük önem arz ediyor. İhracat yapılan hedef pazara ürünlerin kolayca girebilmesi, gümrüklerde kolaylıklar sağlaması, sunulacak hizmetlerin üçüncü şahıslar tarafından engellenmesinin önüne geçilmesi, sunum araçlarının toplatılması gibi riskler de marka tescili ile bertaraf ediliyor.

Bunlara ek olarak yurt dışında markalaşma ile ulusal ve uluslararası pazarlara hakimiyet, yasal hakların kullanılması, dış piyasada tanıtım, hedef pazarlarda taklidi önleme, uluslararası anlaşmalar ve bunlara bağlı yaptırımlar ile, marka tescili sayesinde edinilmiş hakların kullanılması gibi faydaları var.

Ø Başvuru yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar neler?



Genel olarak, marka tescili ile ilgili sistemlerden uygun olanı seçmek suretiyle başlanılacak olan marka tescil çalışmaları esasen uzun soluklu bir süreç. Bu sürecin iyi yönetilerek başvuru dosyalarının resmi kurumlarca incelenmesi aşamasında doğabilecek risklerin minimize edilmesi önemli. Bunun için alınan önlemler ve yapılan yönlendirmeler ise, marka sahiplerine verilen vekillik hizmetinde önemli bir kriter.

Başvuru öncesinde, marka sahibinin yurtdışında marka tescili ile ilgili ihtiyaç analizinin yapılması ve bunun sonucunda hangi tescil sistemlerinden faydalanılacağının belirlenerek uygun yol haritası oluşturulmalı. Ayrıca, tescil ettirilecek markanın herhangi bir olumsuz karara sebebiyet verecek ibare içermemesi, faaliyet alanına giren sınıf emtiaların seçilmesi, ülke kanunlarına dikkat edilmesi, kullanım esasının göz ardı edilmemesi, ön araştırma yapılması ve en önemlisi konusunda gerçekten uzman kişilerle çalışılması, dikkat edilecek diğer hususlar olarak sıralanabilir.

Ø Markamı yurt dışında nasıl koruma altına alabilirim?

Etkin marka korumasının ilk adımı şüphesiz “marka tescili”. Esas itibariyle bu soruyla ilgili verilebilecek cevap, markanın kaç ülkede, hangi ülkelerde tescil ettirilmek istendiğine bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Yapılacak ihtiyaç analizi çerçevesinde tescil sistemi belirlendikten sonra, tescil için gerekli başvuru süreci başlatılmalı ve vakit kaybetmeden ilgili ülke veya topluluk nezdinde başvuru yapılmalı.

Tercih edilebilecek marka tescil sistemlerini şöyle sıralayabiliriz;

Ülkesel Marka Tescili; Tescil talep edilen ülkenin herhangi bir tescil sistemine üye olmaması durumunda ya da marka sahibinin ilgili markayı Türkiye’de tescil ettirmesinin mümkün olmadığı durumlarda ülkesel tescil yapılmalı.

WIPO (Madrid Protokolü) Kapsamında Marka Tescili; WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) tarafından yürütülen, Türkiye’den eş zamanlı olarak 103 üyeye başvuru yapılabilen, maliyet ve işlem kolaylığı açısından en çok tercih edilen uluslararası toplu marka tescil sistemi. Birden fazla ülkeye marka müracaatının yapılmasının hedeflendiği durumlar için en iyi alternatif. Bu sistem üzerinden marka tescil başvurusu TÜRKPATENT nezdinde yapılabiliyor.

EUTM (Avrupa Birliği Markası) Tescili; EUIPO (Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi) tarafından yürütülen ve Avrupa Birliğine üye 28 ülkede tescil imkanı sağlayan marka tescil sistemi. Doğrudan EUIPO nezdinde başvurulabileceği gibi, WIPO üzerinden de AB tescili yapılabilir.

OAPI (Afrika Birliği) Tescil Sistemi; OAPI (Afrika Fikri Mülkiyet Örgütü) tarafından yürütülen ve 17 adet Afrika ülkesinin oluşturduğu toplu tescil sistemi. Üye ülkeler; Benin, Burkina Faso, Çad, Ekvator Ginesi, Fildişi Sahilleri, Gabon, Gine, Gine-Bissau, Kamerun, Komor Adaları, Kongo Cumhuriyeti, Mali, Moritanya, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Senegal ve Togo. Doğrudan OAPI nezdinde başvurulabileceği gibi, WIPO üzerinden de tescil yapılabilir.

ARIPO (Afrika Bölgesel Fikri Haklar Organizasyonu) Tescil Sistemi; ARIPO (Afrika Bölgesel Fikri Mülkiyet Örgütü) tarafından yürütülen ve 10 tane Afrika ülkesinde toplu tescil imkanı sağlayan sistem. Üye ülkeler; Botsvana, Esvatini (eski adı Svaziland), Lesoto, Liberya, Malavi, Namibya, Sao Tome & Principe, Tanzanya, Uganda ve Zimbabve.

Ø Markanın tescile bağlanması koruma için yeterli mi?

Maalesef pek çok yatırımcıda böyle bir düşünce hâkim. Halbuki tescil sonrası markanın izlenmesi
çok önemli. Günümüzde pek çok ülkede marka müracaatları açısından benzerlik incelemesi yapılmıyor.
Yani, marka müracaatları resmi kurumlarca incelenirken, eski tarihli benzer markalardan dolayı reddedilmiyor. İşte durum böyle olunca da “marka izlemenin” önemi ortaya çıkıyor.

Marka izleme sayesinde, tüm dünya genelinde hak sahiplerinin markalarına benzer olarak yayına çıkartılan tüm marka müracaatları, henüz bülten yayını aşamasındayken tespit edilip, tescile bağlanmadan önce itiraz işlemleri başlatılarak, hak sahibinin marka hakkı korunabiliyor. Bu hizmet aynı zamanda sektör analiz de yapılmasına ve buna bağlı olarak aynı faaliyet ile iştigal eden firmaların marka tescili noktasında ne tür adımlar attıklarının tespit edilmesi ve bunlara göre yeni stratejiler belirlenmesine de olanak sağlıyor.

Şunu da belirtmekte fayda var ki; bazı ülkelerde tescil öncesi yayın sistemi varken (yukarıda ifade edildiği gibi), bazı ülkelerde ise markalar tescil sonrası yayınlanıyor. Bu tarz ülkelerde de “marka izleme” sayesinde tescil sonrası yayına çıkmış markalar kolayca tesit edilip, marka tescillerine karşı hukuki işlemler başlatılabilir.

Ayrıca, az sayıda bazı ülkeler hariç olmak üzere, genel itibariyle tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde aktif olarak kullanılmayan marka tescillerine karşı, üçüncü kişiler tarafından “kullanılmamaya dayalı iptal davası” başlatılabilir. Bu gibi durumlarda, aktif kullanımı ispat edilemeyen marka tescilleri maalesef iptal olabiliyor. Bu bağlamda, tescil edilmiş markaların aktif olarak ilgili pazarda kullanılması da önem verilmesi gereken diğer bir husus olarak göze çarpıyor.

Ø Yatırımcılar teşviklerden faydalanabiliyor mu?

Bazı kamu kurum ve kuruluşları ile özel oluşumlar tarafından değişik programalar dahilinde yatırımcılarımıza yönelik destek ve teşvik imkanları mevcut. Bunlardan faydalanılabilmesine yönelik hususlar ilgili tebliğlerde kayıt altına alınmış durumda ve kimlerin, hangi şartlar altında, hangi oranlarda, hangi harcamalar kapsamında, hangi kuruluşlardan destek alabilecekleri açıkça yer alıyor. Yapılması gereken, istenilen şartların yerine getirilmesi ve gerekli dokümanların hazırlanılarak başvurulması. Sonrasında yapılacak incelemeler çerçevesinde teşvik ve destek imkanlarından yararlanılabilinir.

SONUÇ OLARAK; Türk yatırımcıların markalarını yurtdışında tescil ettirme çalışmalarına başlamadan önce, marka tescil sistemlerinin hangilerinin kendisi için uygun olduğu, markasının yurtdışında tesciline engel teşkil edebilecek riskleri nasıl en aza indirgeyebileceği ve marka teşvikleri konusunda danışmanlık almaları, zaman ve maliyet açısından tasarrufta bulunmalarına ve doğru adımları atmalarına yardımcı olacaktır.